yeni yıl histerisine kapılmayacağım, kesin kararlıyım! bütün gün televizyonu açmadım ki, etkisine girmeyeyim. ne de olsa kesin bütün kanallarda yeni yıl heyecanına sabahın erken saatinde kapılmış vaziyetteydiler. açmadığım için bilmiyorum. ama öyle olduğundan da eminim. eee, bunca yılın tecrübesi var.
akşam üstü olunca benno'yu alıp sahile indim. dönüşte çok sevdiğim bir arkadaşın atölyesine uğradım. birisi bir anda koca bir kek getirdi. direkt millet yılbaşı moduna girmiş bir şekilde kek kesti. yendi içildi. hadi eşeklik omasın ben de mecburen katıldım. baktım ki, aaa dur yahu, hoşuma mı gidiyor ne. milletin tabii programı belli. kapadı atölyeyi davetlere uzadı.
ben de hadi bari hemen eve gitmeyelim dedim, uzun zamandır görmediğim bir arkadaşın kitabevi'ne uğradım. kapalı olduğunu sandığım kitapçı meğerse karanlıkta demleniyormuş. beni de içeri davet etti. bir anda ne olduğunu anlamadan yıl başı moduna giriverdim. hele üç kadeh viski sonrası arkadaşı ablasına gitmek üzere ido iskelesine bir geçirişim var ki benno'yla, gözlere şenlik!
eve geldik, benno beş saatlik gezintinin yorgunluğunda sızdı kaldı bile. bense yıl başı moduna çeyrek vaziyette girmiş bir halde kalakaldım.
halbuki ne güzel bundan çok uzak kalmaya niyetliydim. davet eden hiç kimse de yok. ne yapacağım şimdi?
oysa kanapeye kıvrılıp güzel bir şekilde uyuklayarak geçirmek de var...?!