23 Mart 2011 Çarşamba

anneniz yeniden evlenmek isterse...

hadi buyur bakalım!
annem sabahın yedisinde aradı, kızım bir dede buldum ben! boşuna dede demiyor hatun, kendisi 68 yaşını devirdi. dede dediği kaç yaşnda acep?
valla ne japon depremi, ne nükleer felaketi, ne arap dünyası'nın kanlı devrimleri, ne de gazeticilerimizin içeri alınmasının sıkıntısı kaldı üstümde, annem bir anda hepsini solladı!

aaaa ne bencilsin, bırak kadıncağız mutlu olsun şeklinde itirazları duyuyorum, saklamayın aziz okuyucum, geliyor sesiniz buraya. yok yok, ben de mutluluğu çok görmeyeceğim. şunun şurasında kocaaaaaamaaaan dört sene geçmiş babam öleli, kadıncağız neler çekti yakınen gördüm bu dört senede! hele, bir sene evvel, dede ihtimallerini konşurken, sakın haaa, duymamyayım, ben babanın üzerine kimseyle olamam diye kızan bir annenin sıkıntıları bunlar...

yok yok, mutluğunda hiç gözüm yok. sorun zaten nasıl oluşunda ya da ne oluşunda değil! kimle?!!! damat adayımız uyanık yurdum köylüsü tadında yılışık mı yılışık bir adam. annemden de on yaş küçük. karakterini bilmesem, ohh çıtır bulmuşun anne, götür diyeceğim, ama şu adam! yok vallahi, hiç içime sinmiyor! annemin başına iş açılacak gibime geliyor.
davulcuyla kaçan kız evladının ebeveynini anlamıyorsam ne olayım!

denk gele de babamın ölüm yıldönümüne denk getirseler nikah tarihini...

6 Mart 2011 Pazar

olmak ya da olmamak

sevdiğiniz insanı ne kadar beklersiniz? ne bekleyeceğim, ağaç mıyım diyebilirsiniz bu soruya gayet güzel. ama diyelim ne yardan ne de serden hop diye sollayamadığınız bir durum vuku buldu! hah buyrun size pirinç ve ayıklanma sorunsalı! bekleyenin ruh halı bellidir, sıkıntılıdır elbette, şüphemiz yok onda. ben asıl bekletenin halet-i ruhiyesini izninizle masaya yatırmak, yakinen duruma zuhur olmak izterim.

onca yıllık yalnızlıktan sonra (sözüm tabii meclisten dışarı, siz kim, yalnız kalmak kim, elinizi sallasanız ellisi, bizimkisi tamamen farazi yani) mis gibi bir sevgili yaptınız kendinize. oh hayırlı olsun! ama asıl bundan sonra naneler çıkıyor! hem de ne naneler. daha hop demeden bakmışınız, aylar hatta yıllar geçmiş, partneriniz "ne olacak bu iliskinin halı" moduna girmiş bile! siz, aaa dur
yahu, daha kırklı yıllarımın baharındayım, ne acelemiz var tadında kontra atağa geçecek oluyorsunuz, anlıyorsunuz ki durum sakat. gercek düşüncenizi ifşa etseniz sevgilinin gideceği an yarından da yakın hale geliyor, tabii çark ediyorsunuz. başlıyorsunuz üretmeye. ama ne üretim, fabrika sahibi olsanız yılın girişimcisi seçileceğiniz kesin! karşı tara ne duak istiyorsa, siz koca puntolarla manşetten veriyorsunuz! karsı taraf tabii mest! ama dikkat edin, fazla su koy vermeyin. uzun vadede bu iliskiyi götürmeye niyetliyseniz, biraz ufak atmaya gayret edin, çünkü partneriniz baktı ki, çok söz, az iş var, yine kaçabilir. işi dozunda bırakın derim. ha, zaten sıkıldınız bundan, o zaman değmeyin yalanların bini bir para olsun, tez zamanda sizin ne atmasyoncu sevgili olduğunu görüp topuklamak suretiyle sizden hızla uzaklacaktır!
ne diyelim: gazanız mübarek ola, yeni sevgililere yelken açıla!

2 Mart 2011 Çarşamba

blogspot da mı yasaklı?!


yasaklı sitelere girmiş, ee hadi vatana millete hayırlı olsun! neymiş efenim digitürk'ün ebesinin fotolarını izinsiz mı, telif hakkını gözetmeden mı ne, koymuş bazı blogcular! size de izinsiz koysunlar, gözü ebelere doyasıcılar, hay blog kadar tepenize blog düşsün he mı!? neyinize sizin milletin ebesi? aha vereyim ben ebemiin pozlarını, tepe tepe koyun! sizin yüzünüzden blogumdan olacağım!
aslında sayfanin açılmasına epey şaşırdım, fırsat bu fırsat, kimbilir ne zaman tekrar erişmek kısmet olur tadında son bir yazı mahiyetinde ele alayım dedim. kimbilir bir daha kavuşmak ne zamana mümkün olur..
umarım yasak yutuğb yasağı kadar sürmez de kısa sürede ihmal ettiğim bloguma ve siz sevgili okuyucularıma kavuşurum!
ah ah, kör ölmeye yakın bile olduğunda zeytin gözleriyle tatlı tatlı bakar olurmuş...