30 Aralık 2007 Pazar

bu dünya nereye gidiyor...

yorgunluk diz boyu... böyle yorgunluk halleri tehlikeli olabiliyor, beyin hücrelerinizin onca koşuşturmadan canlı çıkabilmiş azınlıktaki arkadaşları kendi aralarında gruplaşıp fısır fısıra başlayınca işiniz duman oluyor. onlar fısırdaşıyor siz de onlara malzeme bulmakta maaşallah hiç geç kalmıyorsunuz efendim. hemen dünya halleri, gazete haberleri, ne olacak bu insan evladının içler acısı durumu gibi rakı masasına layık temalarla destek veriyorsunuz.

farkındayım, bu son yazılarımda siz okurlarıma çok yükleniyorum, direkt suçu sizlere atıyorum. ee ama siz de yapmayın kardeşim böyle, bana da yazı malzemesi çıkmasın... hehehe yine sıyrıldım içinden :)


yok efendim 77 küsür araç kundaklanmış (ha bundan ne anlıyor bu kundakçı eleman? hani çalsa, anlayacağım, para kazanacak; son model araçlara yüklense sadece, haa antikapitalist, accık kırpılmış bir kızıl diyeceğim, ama ikisi de değil....), belek'teki ağaç katliamı (ayranımız yok içmeye, tahteravanla gideriz ölmeye... boşaltım sistemini rahatlatmaya değil, direkt ölüme gitmektir onca ağacı kesmek! evet durum o kadar vahim!), yok deprem sonrası çıkarılan deprem haritası psikolojikmiş ! (evet ya, devletin ileri gelenlerinden yeni bir inci! deprem sonrası depresif halle -kısaca: dsd sendromu- , taş gibi yerlere deprem riski var demişler meğerse! yok yahu, bizim ülkemizde deprem fay hattı mı vardı ki? hepsi komplo teorisi canım, imarın gelişmesini
istemeyenlerin komplosu külliyen!!).

sonra da şehitler olunca, haydeee hurra, vatan koruyalım diye sokaklara dökülür ateşli arkadaşlar.
ama önce bir düşünün, nasıl bir vatan bu? evinizin önündeki arabanın yarın yanmış olarak bulup bulmayacağınızı - can güvenliğini es geçtim, gasp, kap kaç, onlar ayrı bir vehamet- bilmediğiniz; deprem olsa evsiz hatta cansız kalıp kalmayağınızın belli olmadığı, üstelik devlet otoriteleri tarafından deprem bölgesinde olmadığınızın güvencesiyle yaşadığınız; golf sahası uğruna kalan yegane ciğerlerinizin sökülüp alındığı bir vatan bu! güle güle kullanın o
halde... tabii gülmeye takatiniz kalırsa...

kusurua bakmayın sevgili okurlarım çok yüklendim size, ve kabul, sorun bende! ahanda yandaki
madra karikatürü durumu gayet güzel ifade ediyor. siz bu ikilinin diyaloğunu kendi içimde yürüttüğümü düşünürseniz, anlarsınız ne demek istediğimi:

Hiç yorum yok: