15 Mart 2010 Pazartesi

vermezsen gebertirim

"ula seviyorum seni namusuz, neden anlamirsen? vallah yüz vermezen aha silahı alır alnından fururum seni, gara toprağın olursun, benim olmacağnsan! gız gaçma, alacam seni! beni sevip sevmemen umurumda değel, alıp evimin gadını, çocuhlarımın anası, yüreğimin suldanı yapacam seni. beri bah, gaçma diyom sağa! dur len! aha gayboldu, aha silah, seni bulup gebertmezsem, gahpeeeeee!
bah buldum, benden gacabileceğini mi sandın?! niye anlamirsen, yüreğim yanir! senin de yansın alçak garı, geber! zalim yar, madem sevmion beni, varmayacan, vermeyecen bana, gimselere vermeyesin, gimselere varmayasın, al sana!"


çiyuuv çiyuv çiyuv! üç el silah sesi duyulur, genç bir kadın ne olduğunu anlayamadan kanlar içinde yığılır.

bunlar hikaye değil, bir hafta bile olmadı, benzeri yaşandı. gencecik, daha baharında bir öğretmen, polise, savcılğa şikayetlerde bulunmasına, başka bir şehre atanıp, kaçmasına rağmen sapığı tarafından öldürüldü. peki onu koruyamayan, ama öldürüldükten sonra "başarılı" bir şekilde sapığını yakalayan polislere ne yapıldı dersiniz? evet ya, plaket verildi!

yakalamak deyince aklıma geldi, yoksa bir benzerliği olduğundan değil, dink'in suikastçısını yakalayan polislere de plaket verilmiş miydi? vermediyseler çok ayıp etmişler... cık cık cık

Hiç yorum yok: