28 Nisan 2010 Çarşamba

siirt ya da sineklerin tanrısı

bu konuda yazıp yazmama hususunda, gündeme geldiğinden beri düşünüyorum. ağır mesele ne de olsa. siirt'te sekiz çocuğun iki bebeğe yaptığı zalimce olaylar. bu habere link vermeyi de doğru bulmuyorum, çünkü okuduğum haberlerin hiç biri etik limitin nerede başlayıp nerede bittiğine dikkat etmeden - niye şaşırtmıyor?- yazılmış. verilen detaylar şiddete susamış zihniyetleri doyurmaya yönelik bir şekilde yazılmış bir hava yaratıyorlar. ama gündemi takip edenler hangi olaydan bahsettiğimi biliyordur diye özet de geçmek istemiyorum.
13, 14 yaşlarında sekiz çocuğu buna iten nedir? işledikleri suçun boyutunu, yaptıklarının kötü olduğunu algıladıklarını belirtmiş onlarla görüşen uzman psikologlar. bu ise daha da korkunç bir boyuta taşıyor yapılanı. yani bilinçli bir şekilde suç işliyorlar, ve bunu bir defa değil, ikinci kez tekrarlıyorlar. anlatılanlardan da çıkan, bunu bir hafta öncesinden planladıkları, hatta alt zeminini yaratmak için ön hazırlıklarını -bebekleri kaçıran kıza şantaj- yapacak kadar da soğuk kanlılar.
psikologların bunu, oynadıkları bilgisayar oyunlarından etkilendikleri gibi ucuz bir açıklamaya girişmezler umarım, bildiğim kadarıyla hiç bir bilgisayar oyununda bebeklere tecavüz yok.
yalnız bu münferit bir olay değil. ingiltere de bir kaç evvel olmuştu, ki ufak çocuk bir bebeği kaçırıp döverek öldürmüştü. hatta o kadar uzağa gitmek de gerekmiyor, geçen sene bizde, mendil satan 5 yaşındaki bir çocuk yine 11, 12 yaşlarındaki çocuklar tarafından ölesiye dövülmüş, öldü diye köprü altına atılmıştı.
tezim nedeniyle şiddettin tarihçesini, toplumsal boyutlarını, savaştaki uzantılarını incelememe rağmen yine de insanoğlunun şiddet sınırlarını nasıl genişletebildiğini, acımasızlığını gün yüzüne çıkarabilme yetisine yine de şaşırıyorum, aklım alsa da yüreğim almıyor.
sonra gelip btün bu olan bitende basın suçluymuş, sanki basın öldürün, tecavüz edin demiş gibi demeçler veriliyor. başta baş baş bakan söylüyor bunu. bir yıl evvel olan olayı neden gündeme taşıyorlarmış şimdi, yara alırmışmış toplum. nedir bu? ört bas mı edilmesi gerekir? zaman aşımına mı uğradı suç? suç kapsamından mı çıkarıldı bu sayede?
sıçluyu aramak yerine böylesi hastalıklı hale gelen bir toplum nasıl tedavi edilebilir, onu bulmak gerekiyor. yok izmir'de seri katil, yok mainsa'da cinsel istirmarcılar ve daha nice üçüncü sayfa haberlerini dolduran olaylar... bu toplum ciddi bir şiddet ekseninde açılım yapıyor, başka hiç bir şeyde değil!

Hiç yorum yok: