Oradan şuradan, hayattan memattan yazılar: gündelik, eşelenmelik, zaman zaman da hart hart kaşınmalık...
13 Temmuz 2012 Cuma
kavuşamayana para yok
aşk nerede başlar? aşıklar hep kavuşma derdinde midir? peki ya aşığın hiç öyle bir derdi yoksa?! aşık kavuşamadığı ve kavusacağına dair hiç bir umut olmadıgı maşuğundan ayrı olmayı çok dert etmiyorsa, buna ne demeli? nasıl bir boyuttasın be güzel kardeşim? benim aklım almaz oldu bu durumu. bir insan evladı nasıl olur da maşuğuna kavuşamayacağı gerçeğini bilmesine rağmen aşık kalmaya devam eder? var bir tuhaflık. bu arkadaşı bir an evvel psikiyatriye yatırın gibi önerilerde bulunacağınızı biliyorum. valla ben çoktan bulundum o öneride. ama önerimi dinlemek ne gezer! bu insan evladımız nerdeyse kavuşamadığı için mutlu mesut zıp zıp gezecek utanmasa. mazohist bu diyorum ben alenen. o da gülüyor ben öyle dedikçe. kime ne zararım var diyor. kendine var a alığım diyecek oluyorum, susturuyor beni. benden daha mı iyi bileceksin der gibi bir edayla. endişeliyim elbette. insan imkansız bir aşkla nasıl mutlu olur yahu? aylardır böyle. güleç bir halde dolaşıyor. mutsuz olsa, resmen rahatlayacağım. ama yok valla, kafir nuh diyor, peygamber demiyor. hani elimden gelse, mutsuz edeceğim kasten, sonra da, ben demedim mı diyerek şişineceğim karşısında, ama nerede! bu tip zaten hiç normal durmuyordu, tuhaflığını iyice kanıtladı. neyse, siz endişe etmeyin, ben endişe etmeyi bıraktım zira. yapacak bir şey yok, kendi düşen ağlamaz. elbet bir gün mutsuz olacak, o zaman var yaaa, öcümü almazsam ne olayım!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Aşık olma halinin kendisi insanı mutlu ediyor aslında. Aşkının karşılıklı olmayacağını bilmenin genelde verdiği negatif etkiyi sıfırlamışsa ne mutlu ona.
Yorum Gönder