Oradan şuradan, hayattan memattan yazılar: gündelik, eşelenmelik, zaman zaman da hart hart kaşınmalık...
13 Temmuz 2012 Cuma
yunus gördüm, görüyorum, göreceğim
aha, işte yine binmişim -haberim yok sanki- vapura. gözüm deniz yüzeyine kilitlenmiş vaziyette. tabii yazmak için mecburen önümdeki yazı makinasına (alias tablet) bakıyorum. ama denize her iki dakikada bir bakmak için başım emme basma tulumba misali. hababam göz gezdiriyorum. zaten her vapur yolculugu pür dikkat deniz yüzeyini taramakla geçiyor. sanki deniz kuvvetleri beni ulusal yunus radarı olarak atadı da, ben de görevimi yapıyorum her namuslu vatan evladı, pardon, namuslu yunus detektörü gibi. hem de bir görseniz ciddiyetimi. yunus tespit edince deniz kuvvetleri prim verecek sanırsınız. öyle bir aşkla çalışıyorum ki, tüm dünya yunus radar ve detektörleri kıskanır. hele gördüm mü, hop zıplıyorum, hop hop hop. vapur alabora tehlikesi atlatıyor kaç kez. ama bu sabah, ki her zamankinden de erken geçiyorum -kargalar bile kahvaltılarına ara vererek bu erkenliğe şaşmakla meşgul- ne yüzeye çıkan var, ne yüzgeç gösteren. kıyıya yanaşana kadar umudumu yitirmiyorum, ama nafile. dün gece kesin bunlar alem yapmış köpek balıklarına uyup, bu sabah popolarını kaldırıp da beslenme alanlarına gelemediler. bir yandan da merak ediyorum aslinda. başlarına bir şey gelmiş olmasın? yok yok, ne gelecek, kesin tembellikten gelmediler. aaaa, resmen sabotaj var meseleğime yahu! ulusal yunus detektörünün işini yapmasına engel olunmakta! dünya yunus radar ve detektörleri birliğine şikayet etmezsem! nedir kardesim yahu, erken yatın benim gibi. çok mu istiyoruz?! alt tarafı görev aşkıyla tutuşan bir gariban yunus radar ve/ veya detektöriyim...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder