sahilde sürekli karşılaştığımız iki jack russel cinsi köpek var, einstein ve sheila. einstein biraz sinirli bir köpek, hep benno'ya posta koyuyordu. ama benno'nun mülaimliğinden pek bir şey olduğu yoktu. bu sabaha kadar. ilkin yine havlayıp geçecek sandım, zaten benno da hafiften yanıma sığınır bir halde ürkekçe uzaklaşma gayretindeydi. tam o esnada einstein son bir hamle ile tekrar çullandı benno'nun üzerine. benim çocuk da, "ulen, yetti gari, sabrımı taşırdın" diyerek bir girişti ki, evlere şenlik! şaştım kaldım. nasıl dişlerini çıkardı ortaya!!! kısa sürede einstein'ın tepesine çıktı. o anda davrandım, tasmasına yapışır yapışmaz çektim öbürünün üzerinden.
şok olmam normal; benno'yu ilk kez saldırgan bir halde görüyorum. hemen orada kontrol ettim. kulağının üzerinde bir diş izi var, hepsi bu. benno'nun kalbi nasıl da yerinden çıkacakmış gibi güm güm atıyordu...
tuhaf bir duygu oluştu içimde. bir yandan, hep sakin olduğunu düşündüğüm köpeğimin diğerleri kadar saldırganlaşabileceğini görmüş olmamın şoku, diğer yandan da saldırıya uğradığında, anası gibi elleri armut toplarmışçasına savunmasız kalmadığını görmenin gururu. evet ya! benim gibi yediği dayakla kalmadı, saldırgana ağzının payını verebildi küçük oğlum.
ama eve gelince boynunun etrafındaki kanı görünce bayağı bir paniğe kapıldığımı söylemeliyim. üstelik bütün tetkiklerden sonra, kanın benno'ya ait olmadığını görünce daha da panikledim. minik saldırgan einstein acaba ne durumda? umarım ciddi bir yaralanma yoktur.
not: resimde benno'yu paşa ile tepişirken görüyorsunuz. tabii bu son derece arkadaşça bir tepişme. ama miniğimin korkusuzca nasıl büyük köpeklerle de oynayabildiğini görün istedim.