bugün paşa paşa evde çalışırken, tam pencermin önünde kopan kadın çığlıklarıyla irkildim. ne oluyor diye bakayım dedim ki, kağıt toplayan bir adamcağız boylu boyunca düşmüş yere, şu devasa çuvallı arabası da yanına, iki kadın da panik halde etrafa sesleniyorlar. hiç düşünmeden kolonya ve suyu kaptığım gibi gittim yanlarına, ambulans gerekir mi diye de bakayım istedim.
ben dışarıa çıkana kadar adamı kaldırıma oturtmuşlar, etrafına üç beş kişi daha yetişmiş -çoğunluk civardaki ev kadınları-, bir tane de ortayaşlı adam var.
adam elini yüzünü yıkadı, kolanyayı kokladı, sonra döndü benden bir dilim ekmek istedi, koştum içeri, hazırladım hemen bir şeyler, getirdim. adam "sabahtan beri bir şey yemedim, çocuklarım da aç kaldı evde" diye başladı yemeye, bir yandan da anlatmaya, meğerse bir hastalığı varmış, ama ne hastalığın adı anlaşabildi, ne de kullanması gerekn ilacın adı. her ne kadar başlarda panikle feryat eden kadın, söyle ilacını ben alayım diye ısrar ettiyse de adam anlaşılır bir şeyler söylemeyemedi. kadın fiyatını sordu ilacın, "biz verelim paranı, sen al ilacını al" dedi. 20 lira çıkardı cüzdanından, sonra toplaşmış olanlara seslnedi, sizler de verin 20şer lira" diye, kimse itiraz etmeden çıkarıp verdi, hatta ben de tüh, cüzdansız fırladım dışarı diye utandım. neyse bir kadınla o orta yaşlı erkekden çıkıştı 20şer liralar da, toplayıp verdiler adama.
buraya kadar her şey normal gibiydi, olası bir şey tabii, açlıktan ve ilaçsızlıktan düşüp bayılmış olabilirdi pekala. ama tüm o panik durumu geçince, aldı beni birden bir düşünce. ben bu hikayeleri duymuştum yahu! buyur, burnumun dibinde olup bitiyordu. özellikle de paraların verilmesini organize eden kadının çantasının açık kaldığını görünce, onu bu yönde uyarabilmesi, açlıktan bayılmış ve yeni kendine gelmiş bir adam için garip sayılmaz mıydı?!
hele ki herkes gidip de, bu tekrar ayaklanıp, kısa günün karı 70 lirayı topladım derecesine bizim apartmana bakışını görünce...
hani insan, eğer durum buysa, helal olsun, sağlam numara çekti diyesi geliyor!
2 yorum:
Her ne kadar imla kurallarını umursamadan (ki sadece "imla"nın kuralları değil umursamadığın) yazmış olmana rağmen, gene ilgi ile okuduğum, her insanın her zaman karşılacabileceği, yaşayabileceği; ama bunu görebilmek ve anlatabilmek için kabiliyet gerektiren; kabiliyet olsa bile bunları yapmak için o kadar işin arasında ilave olarak zaman ayırmağı ve emek harcamayı gerektiren; ilginç bir olay ve güzel bir yazı, eline sağlık, tüm çabana insan olarak teşekkür...
çok çelişkili olaylar. kimsenin aklından geçeni bilmiyorsun. kim bilir... deyip geçiyoruz işte.
Yorum Gönder