4 Haziran 2008 Çarşamba

yaşı-yorum

uzun zamandır yazmıyorum, yazasım yok! bir kaç tane başlanmış blog yazısı boynunu bükmüş gariban tadında bekliyor devamının yazılmasını. boynunu bükmüş yazı da acıların yazısı tadında beklemeye mahkum olur ancak, onun başka bir geleceği olamaz.

tuhaf bir dönem bu, yakınlarımı yitirdiğim... babam açılışı yaptı sanki, yok yok, ondan öncesi var, ölümler hiç eksilmedi, ama en ağır ikisi, babam ve cup oldu.

geçen hafta da fransıca hocamı ve ayın zamanda öğrencimi yitirdim -bir taşla iki kuş oldu bu galiba!- bir buçuk senedir birlikte ders yapıyorduk, 45 dk almanca, 45 dk fransızca... gencecik 28 yaşında kız. baş ağrısı yüzünden gittiği hastaneden nur topu gibi bir beyin tümörüyle dönüyor...

sürekli aynı espiriyi yapar oldum, aman haa bana yaklaşmayın fazla, ölürsünüz yoksa. yeni çağın medusa'sı gibiyim, gibisinden de öteyim hatta , baktığımı taş etmekle kalmıyorum, dönüş yolunu da direkt tıkıyorum!

ama tüm bu ölümleri geçtim -sanırım her insanın az ya da çok böylesine dibe vuracağı zamanları olmuştur- ne denli az arkadaşımın olduğunu gördüm. elbette pek çok insan mesaj göndererek , hatta bir kaçı telefon ederek taziyelerini bildirdi, ama sadece iki üç kişi, gerçek anlamda kalktı, kapımı aşındırdı, ne halde olduğumu görmek için bir çaba gösterdi. iyi dostların sayısı elbette bir kaç kişiyi aşmamalı diye boşuna denmemiş... ama ne bileyim, belki de ilgisini beklediğim insanlardan bir şey gelmeyişi beni incitti. yoksa çoğunluğunun desteği sözde kalması değil sanırım.

bir de dozaj yetmezmiş gibi sevgili de kaçtı gitti! e tabii kim n'apsın sorunlu sevgiliyi?! güzel güzel kendine aramak varken! tipik erkek bahanesi mi? yok yahu! bu klasik bitiş cümlesini etmeyen bir kadın varsa ilk taşı atsın!
her neyse, o yakadan da durum berbat oldu anlayacağınız...

yok değil, görüyorsunuz, berbat bir yazı çıkarıyorum bu ruh haliyle! halbuki "acı" yazmak için her zaman iyi bir çıkış noktası olmalıydı...

bu da kötü yazılarımın arasına girsin, ne yapalım! diğer istiflenmiş balıkların yanında kokuşmasına gönlüm el vermedi...

Hiç yorum yok: