23 Ocak 2013 Çarşamba

post saldırı sendromu ya da kadına şiddettin meşruluğu

olayın üzerinden üç gün geçti ve sanırım daha yeni idrak etmeye başladım başıma geleni.
hani sıcağı sıcağına açılan derin bir yarayı hissetmezsiniz, içinizden oluk oluk akan kana şaşırırsınız ya (bunu sanki benim ve okuyucularımın her gün başına geliyormuş gibi anlatıyorum! benim hiç başıma öyle ciddi bir yaralanma gelmedi, ama hep duyarız ya bunu. hadi uğraştırmayın beni, ne demek istediğimi anladınız). aynen o yaranın soğuduktan sonra acıması gibi yeni yeni canım yanmaya başladı. aradan geçen bir kaç günün ardından, geriye dönüp daha detaylı düşününce dehşetle bakar oldum bu pazar gününe.

sürekli kafamda sorular dolaşıyor sinsice: o adamın omzuna dokunmak yerine yardım m çağırsaydım önce? ya da başka arkadaşların yapacağını söylediği gibi, önce ben mi saldırsaydım? bu gün olsa yine adamın omzuna yapışır mıydım?

ama nereden bilebilirdim ki?

içim acıyor o anı düşündükçe...

bir kere, normal bir tepki değildi karşıdan gelen. omzunuza sertçe bile olsa -ki benim iki katım büyüklükteki adama ne kadar sertçe dokunmuş olabilirim ki?-, biri dokunuyorsa, ben olsam önce silkinir, sonra en kötü ihtimalle karşımdakini iterdim. yani karşılık vereceğim en uç reaksiyon bu olurdu. kaldı ki, karşımdakinin benim yarım boyutumda eşit güce sahip olmadığını gördüğüm bir insan var, o iteklemeyi bile yapmazdım, değil onu bilmem kaç metre ötedeki kayalıklara sürükleyip döveceğim!!!! nasıl bir durumdur bu?
nasılını bilmem, ama normal olmadığı kesin. çünkü ilk darp vakası değilmiş bu beyin. anlatılanlara bakılırsa, daha evvel de üç kişiye saldırmış. ama öncekilerin hepsi erkekmiş.

bu sefer nasıl oldu da bir kadına el kadırabildi? şiddet ekseninde bir gelişme mi kaydetti?
tanımadığı yabancı bir kadına bu kadar rahat el klaldırabiliyorsa bu ilk olabilir mi?
bana saldırdığına şahit olan birisinin bu adamın karısına "ben sana vursam, sen tepki göstermeyecek misin?" yönelttiği soruya, bu pek saygı değer hanımın verdiği cevap düşündürücü: "o da beyimi kızdırmasaydı!" bunu duyduğumda ikinci bir şok yaşadım!
şimdi merak ediyorum, acaba günde kaç posta dayak yiyor ki bu hanım eşinden, dayağı bu kadar meşru görebiliyor? ama bence yemiyordur; yese, empati kurabilirdi. ve asıl o zaman meşru göremezdi.

ben kendimi o hanımın yerine koyuyorum; benim eşim bir kadına saldıracak; kadın isterse haksız olsun, eşimi yine ayırmaya ve dövmesine mani olmaya çalışırdım. bunu da karşı tarafı düşündüğümden değil, eşime olan sevgimden ama öncelikle de kendime olan saygımdan yapardım! onun sağlıklı düşünemediği bir anda, benim görevim değil midir, mantığı ele alıp onun yerine düşünmek? bir kadını dövmesinin incitici tarafını bir yana bıraktım, bir kadını dövebilecek bir adamla beraber olmayı kendime yakıştıramayacağım için başta engel olmaya gayret ederdim. ama sanırım böyle bir şeye teşebbüs edebilen adamı da kısa sürede terk ederdim.
ama bu hanım, bırakın eşine engel olmayı, ortalığı daha da karıştıracak şekilde etrafa hakaretler ve tehditler yağdırdı.

ve sonrasına özür dileyeceklerine, "en iyi savunma karşı saldırı"dır mantığıyla, onlar da benden davacı şimdi. hem de göz göre göre gerçek dışı beyanatlarla.

yine de çok şanslıydım, sağlam bir taş kafaya sahipmişim. o kadar darbeye rağmen sağlığım iyi durumda. sanki ilahi bir güç beni korumuş.
bilmiyorum, karma, tanrı, ilahi güç ya da adını ne koyarsanız koyun, beni acaba sıkı bir testten mi geçiriyor nedir?


3 yorum:

s6 dedi ki...

Ov, bar ortamında (yoksa başka yer mi) bu derece kavga çıkartacak ne oldu yahu? Geçmiş olsun.

zibirix dedi ki...

bar ortamı mı??? önceki yazımı okumadın mı?

s6 dedi ki...

Aha, önceki yazıyı şimdi okudum. Adam toplum içinde yaşamaya layık olmayan agresifin tekiymiş. Evlendiği kadından da daha farklı olmasını beklememek lazım.