geçen hafta, hangi gazete olduğunu anımsamıyorum, bir arkadaşım Bacca'nın kaybolduğuna dair haberi gösterdiğinde, beş ülkeyi sağ sağlim geçen sanatçının buralarda başına bir şey gelmemiş olmasını yürekten dilemiştim. meğerse bunu dilemk için çoktan geç kalmışım...
işin enteresan tarafı, olayın trajik boyutunu irdelemeyen, bacca'yı naif, hatta aptal olmakla suçlayan forumların varlığı. amacı zaten bu değil miydi? kendisi risklerin farkındaydı muhakkak, ama barışçıl bir sanat eylemi adına tehlikleri de göze almıştı!
belki delilikti yaptığı, ama bir şeyleri dünyaya duyurabilmek için de bir parça deli olmak gerekmez mi?
işte radikal'deki haberin tamamı:
Bu nasıl ülke böyle
İnsanlara güvenilmesi gerektiğini kanıtlamaya çalışan sanatçı Pippa Bacca'nın umudu ve yaşamı, insanı insanlığından utandıran bir caninin elinde sona erdi
Pippa Bacca (solda) ve arkadaşı Silvia Moro İstanbul'da birbirlerinden ayrılmıştı.
İSTANBUL - Sanat dünyasında 'Pippa Bacca' olarak tanınan İtalyan Giuseppina Pasqualino di Morineo, 8 Mart günü Milano'dan yola çıkarken, üstünde beyaz bir gelinlik, yanında sanatçı arkadaşı Silvia Moro vardı. Amacı, 'dünya barışına sanatsal bir etkinlikle katılmaktı'. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ülkelerden otostopla geçip, Filistin'e varmayı hedeflerken, sadece 'insanların güvenilir olduğunu kanıtlamaya' çalışıyordu. Yolculuğu, Türkiye'de kesildi. 31 Mart'tan beri kayıp olan 33 yaşındaki 'İtalyan gelin', Kocaeli'nin Gebze ilçesinde ölü olarak bulundu. Katil zanlısı Murat Karataş, genç kadına tecavüz ederek öldürdüğünü söyledi.
Cep telefonu sayesinde
Türkiye'yi utanca boğan cinayet, katil zanlısının, öldürdüğü kadının cep telefonunu kullanması sayesinde aydınlandı. Hırsızlıktan sabıkalı, iki çocuk babası zanlı, cinayetten sonra Bacca'ya ait cep telefonuna kendi SIM kartını takarak kullandı. Bu arada polis İtalyan sanatçının telefonunu IMEI numarasından izlemeye almıştı. Tekirdağ taraflarında olduğu belirlenen zanlı, bu bölgede yapılan operasyonla, kamyonetiyle birlikte ele geçirildi. Polisin verdiği bilgiye göre Karataş, sorgusunda 31 Mart günü, üzerinde gelinlikle otostop yapan Pippa Bacca'yı görünce durup kamyonetine aldığını, daha sonra D- 100 karayolundan çıkıp tali yola girdiğini söyledi. Karataş ifadesinde, sanatçıya tecavüz ettiğini sonra da öldürdüğünü anlattı.
31 Mart günü öldürülmüş
Tavşanlı Köyü ve çevresini, buralarda daha önceden izinsiz define aradığı için çok iyi bildiğini belirten zanlı, cesedi Ballıkayalar Mevkii'nde kimsenin göremeyeceği çalılıkların arasına attığını söyledi. Geceyarısı yapılan yer gösterme sırasında ekipler, ormanlık alanda çalıların arasında İtalyan sanatçının çıplak cesedini buldu. Otopside Bacca'nın kendisinden son olarak haber alındığı 31 Mart tarihinde öldürüldüğü anlaşıldı.
İfadesinin ardından nöbetçi 1'inci Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen Karataş, 'tecavüz', 'gasp', 'delilleri ortadan kaldırmak', 'yakalanmamak amacıyla kasten adam öldürmek' suçuyla tutuklandı. Murat Karataş daha sonra Gebze Cezaevi'ne gönderildi.
Sanatçının Türkiye'de bulunan kız kardeşi Antonietta Giuseppina ve nişanlısı Giovanni Chiari, konsolosluk görevlileriyle birlikte Gebze'ye giderek cesedi teşhis etti.
Bacca'nın kız kardeşi, İtalyan Haber Ajansı ANSA'ya İstanbul'dan verdiği demeçte, "Herkese teşekkür etmek istiyorum. Türkiye'deki İtalyan büyükelçiliğine ve konsolosluğuna, Türk polisine verdikleri destekten dolayı müteşekkiriz. Umutsuz biçimde kız kardeşimi aradığımız sırada bize büyük yakınlık göstermiş olan tüm Türk halkına da teşekkür ediyorum" dedi.
Bacca'nın, dün İtalya'ya dönen nişanlısı Giovanni Chiari ise "Olayı duyunca yıkıldık. Hayatta olduğunu düşünerek hep bir ümidimiz vardı" diye konuştu. Bacca'yla İtalya'dan 8 Mart'ta beraber yola çıkan sanatçı arkadaşı Silvia Moro da olaydan sonra ülkesine dönme kararı aldı.
Türklerden taziye mesajları
Bacca ve Moro'nun projelerini anlattığı 'gelinler seyahatte' adlı internet sitesine de taziye mesajları geldi. Sanatçının ölü olarak bulunduğu haberini, taziye mesajıyla duyuran bir Türk ziyaretçiye, Luciano adlı bir İtalyan, "Bir kişinin yaptığı iş yüzünden sizin ve ülkenizin utanç duyması gerekmiyor" mesajıyla karşılık verdi.
'Cesur bir seyahat' demişti
Bacca, sanatçı arkadaşı Moro'yla 8 Mart 2008'de Milano'dan yola çıkmıştı. İki kadın beyaz gelinlik giyerek, barış mesaj vermek amacıyla Balkan, Akdeniz ve Ortadoğu ülkelerini ziyaret etmeyi planlıyordu. Balkan ülkeleri ve Türkiye üzerinden karayoluyla otostop yaparak Filistin'e ulaşacaklardı. Bacca yola çıkarken, "Rüyamız, otostopla, yakın zamanlarda savaşlarla sarsılmış ve hâlâ tamamen sakin olmayan ülkelere seyahat etmek. İki muhteşem gelinlikle cesur bir seyahat olduğunu biliyorum. Ama rüyamız bu."
Beyrut'ta buluşacaklardı
İki sanatçı Türkiye'ye gelirken Slovenya, Hırvatistan, Bosna, Sırbistan ve Bulgaristan'dan 'sağ salim' geçmişlerdi. 19 Mart'ta İstanbul'da ayrılan iki sanatçı, farklı yolları izleyerek Beyrut'ta buluşacaktı. Ancak sanatçıdan, İtalya'daki bir arkadaşına mesaj attığı 31 Mart gününden beri haber alınamıyordu. Bacca'nın en son o gün kredi kartıyla alışveriş yaptığı belirlenmişti. (Yaşam Servisi)
bbc veya diğer yabancı kaynaklardaki haberlerine göz atmak isterseniz, fazladan bir iki detay var, yalnız dikkatimi çeken bir husus var, ancak bunun olaydan ziyade gazetelerin çok da güvenilir olmadığına dair bir detay, ikinci linkte çıplak elleriyle boğulduğunu ifade ederken, bu haberde cinayetin iple işlendiği belirtiliyor...
nasıl işlendiyse işlendi, gereksiz bir detay yukarıda belirttiğim, ben de biliyorum, ama bu cinayet sadece ülkemiz adına değil, insanlık adına da büyük bir kara leke...
hele ki 93 yılında bir kız arkadaşımla izmir'den kaş'a kadar yaptığımız haftalarca süren otostop yolculuğunu düşününce... o zaman bile her araca binmemeye dikkat etmiş kendimizce önlemler almaya çalışmıştık, ama doğrusu bugün böyle bir deliliği göze alamaz, bacca kadar cesur olamazdım ister sanat adına olsun ister barış adına...
rahat uyu pippacık!
1 yorum:
türkler hariç herkesin güvenilir olduğunu ispatlamış oldu böylece
Yorum Gönder