25 Ekim 2012 Perşembe

benno hikayeleri


benno hayatıma girdiğinden beri yazmaya pek vakit bulamaz oldum. nasıl bulayım! sabah kalkıyorum, ilk iş benno'yu çişe çıkartmak, sonra kahvaltı ve işe gidiş. işten geliyorum, ilk iş benno'yu çişe çıkarmak. hatta akşam çıkıyorsam, muhakkak yanıma alıyorum minik itimi. bütün gün yalnız kaldı zaten, bir de akşam mı kalsın. o çıkmayacaksa ben de çıkmam, daha 
birlikte belki başkasına çok sıradan gelecek ama bana göre acayip maceralar yaşıyoruz. yok kaka yemeceler, adada faytonlardan korkmacalar, ya da sokakta bulunan poşetle delicesine oynamacalar.  başka köpeklerin saldırısı ise başlı başına köpek gazetesine beş dörtlük manşet niteliğinde.iyi. 
anlayacağın sevgili okurum, benim dünyam feci halde bu minik sevgili etrafına dönmeye başlamış da ateş bacayı satış bile. hatta fransızca dersinde adını da koydum! millet iPad'ine olan aşkını ifade ederken, ben bu bıcırığa ilan-ı aşkta bulundum. hocam ise böyle bir köpek aşkını tuhaf bularak iPad aşkını onayladığını ifade etti... "la havle" demekten öte bir şey yapamadım. tabii ki içimden çektim o la havle'yi. ne de olsa hocam. iPad'e aşık olabiliyorsun da köpeğine olamıyorsun!!! nasıl bir dünya bu yahu?! bal gibi de aşığım işte. dersin ortasında ellerimi kokluyorum, ah oğluşumun kokusu sinmiş diyerek. hele ki vapura koşturmacalarım var, evlere şenlik. daha erken vapuru yakalarım da biraz daha erken oğluşuma varırım diye. 
her eve gelişim de ayrı bir heyecan.  acaba bugün neyi kemirdi, hangi eşyanın canına okudu düşünceleriyle eve varıyorum. o da sağolsun, hiç hayal kırıklığına uğratmıyor beni. ya terliğinin canına okumuş oluyor, ya da yastığın kenarından itina ile sabırla oyulmuş bir ısırık alıyor, ya da minderin elyafını salonun her tarafına saçmak için özel çaba gösteriyor. yani, her akşam başka tatlı bir sürprizle hayatıma hoş bir renk katmak için o da özenle çalışıyor! 
ama şimdi kalkıp birisi, madem yordu kerata, ver bana dese,  bunu diyenin tepesine tuğlayı indirirdim herhalde. henüz hayatıma gireli topu topu bir ay oldu, ama öyle bir yer kapladı eşşek sıpası, onsuzluk koca bir boşluk gibi...
yani görünen o ki, benno hikayeleri yakın gelecekte dadından yinmez bir halde devam edecek. 


Hiç yorum yok: