3 Ekim 2012 Çarşamba

kedi köpek ya da köpeği anlamak.

en son baktığım köpek, oniki yıl öncesine dayanıyor, o da üstelik benim değildi. aşırı yoğun çalışan ve bir sokak ötemde oturan sevgilimin napolitan masitifiydi. onun iş yoğunluğundan köpekle öyle bir haşır neşir omuştum ki, kendi sahibinden ziyade benim sözümü dinler olmuştu yavrucak. yavrucak dediğim de yetmiş kiloya ulaşmış dev bir bebekti. ama bir o kadar uysal tatlı bir bebek. bir horladı mı, tüm daire sallanırdı adeta. ama maalesef uzun bir ömre sahip olamadı. sahibiyle ayrıldık, o da iş yerine götürdü, garibim de o rada sevgisizlikten öldü. eski sevgilimle iyi arkadaşız hala, biliyorum, hala vicdan azabı çeker bu yüzden. 
yani uzun lafın kısası, köpek nasıl bakılır, ne edilir, tamamen unutmuşum. küçücük Rus finosuylanasıl iletişeceğim, şaşırmış vaziyetteydim. kedilerden komple farklı bir dile sahipler. neyse ki, şu köpeklere fısıldayan adam, cesar millan'ın web sitesi formatını buldum da hayatım kurtuldu desem yeridir. meğer köpekleri hiç tanımıyor ve davranışlarını yanlış değerlendiriyormuşuz. dünden beri başımı kaldırmadan okuyorum ve bıdıkla hayatımız değişti desem yeridir. sadece dün akşam ve bu sabah yürüme egzersizlerini yaptık ve hayvanın bana olan davranışı bambaşka! mesela, artık onsuz çıkacağımı anladığında kene gibi yapışıp, kapıya koşup, benle gelmek için ısrar etmiyor. yine koşup pencereden, ardımdan bakıyor elbette, ama galiba o sürü liderine olan saygılı bir mesafeden oluyor. 
evet ya, köpekler neticede sürü hayvanı ve katı hiyerarşik bir düzene ihtiyaç duymaktalar. evdeki tüm insanlar hiyerarşik düzende köpekten yüksek olduğu hissettirilmezse, bizim sevgi gösterisi diye zannettiğimiz, ama aslında düzeni hiçe saymak anlamına gelen davranışlar sergiliyorlar. mesela bacaklarınıza atlamak, kesinlikle saygılı bir davranış değil, ve hiyerarşide sizi kaale almadığının belirtisi.  köpeği olan okuyucum varsa, bu siteyi cidden hatim etsin. diyorum ya, dün akşam bir, bu sabah iki, ve şimdiden değişti. elbette müthiş yorucu, sürekli dikkatinizi köpeğinize vermek zorundasınız. eve geldiğimde tükenmiş olduğumu hissediyorum. ama köpeğiniz de yoruluyor. ve üstelik bu daha başlangıç. ölene kadar eğitimi bitmiyormuş. ama mutlu bir köpek için kesinlikle değer. çünkü köpeğe liderin siz olduğunu hissettirmezseniz, liderliği o ele almak zorunda. ve düşünsenize, lideri kâh dinleyip, kâh dinlemeyen bir sürüden sorumlu olmak hayvana nasıl bir eziyet.
bu egzersizlere başladığımızdan beri artık restoranların, ilgi gösteren insanların, kedilerin ve hatta başka köpeklerin -sonuncusunda henüz çok başında olduğumu itiraf etmeliyim- önünden sorunsuzca geçebilir olduk. otuz beş yere işemiyor, yolun ortasına büyük işini yapmıyor artık. dünya varmış be!
eğer sizde de bu dört bacaklılardan varsa, siz siz olun, hiyerarşide yerini bilen ve bu sayede mutlu mesut bir havhava sahip olmanın keyfine bir an evvel varmaya bakın. 

2 yorum:

Adsız dedi ki...

:) arka planı değiştirdiğin için teşekkürler, Zibi.

Benno da pek sevimli.

zibirix dedi ki...

ne demek, zevkle.
evet benno dünya tatlısı, alaca'nın yokluğunu müthiş haffifletti. :)