nereye gidiyoruz? aklım almıyor bu olan biteni!
bir nasyonalizm histerisi sarmış durumda ülkeyi ve olanları gördükçe boğulur gibi oluyorum. facebook'da linç girişimleri ve kürtlere karşı yapılanları tartıştığım bir arkadaşım, oklavısını kapıp sokağa çıkan bir ev kadını da katılsa bu linç mi olacakmış yani diyerek ben onları anlıyorum diye belirtmişti. bunu söyleyen az eğitimli biri değil, aksine felsefeyle ilgilenen ve o güne kadar aydın sandığım biriydi
gerçekten de şehit acısıyla sokağa mı dökülmek gerekiyor? sokaklarda şoven sloganlar atıp dtp'lilere salıdrmakla başlayan olaylar akıl almaz bir hal alır oldu, ne yani bu acıyla kalkan'daki mhp'li kişiler gibi bayrağı öpmeyeni, ayırt etmeksizin tekme tokat dövmek mi gerekiyor? ya da bursa'da sadece kürt diye 82 yıllık marketi yağmalamak ve kürt olduğunu bildikleri kişilerin evlerine çarpı işareti koymak mıdır, intikam çığlıklarıyla masum insanlardan bunu acısını çıkarmak mıdır? sanki nazi dönemindeyiz de, yahudilerin evleri işaretleniyor! herşey korkunç bir geççmişin yeniden oluşturulma çabasına benziyor!
linklere üç ayrı haberi aldım sadece ve korkunç olanı bunlardan ibaret olmadığı yaşananların...
belki de çoğu gazetelere bile yansımayacak kadar önemsiz haberler olarak geçiştiriliyor!
ve bir savaşa çığırtkanlığı aldı başını gidiyor! gerçekten de anlamıyorum, ne olur biri bana anlatsın, savaşa girmek o kadar kolay mı? yaşanabilecek daha büyük acıları hiç mi görmüyor bu insanlar? nasıl olur da bu kadar kan, nefret ve intikam bürür insanların gözünü?
ne için öldüğünü bilmediğim genç insanların erken ölümü yetmiyor, kardeşiniz, oğlunuz, ve hatta babanızın da bu uğurda ölmesi mi gerekiyor acınızın dinmesi için? o zaman mı anlayacaksınız savaşın yürek kaldırmaz acılarını?
ne için öldüğünü bilyor musunuz bu gençlerin? gerçekten vatan için mi öldü? yoksa daha önceki yazımda da belirttiğim gibi, başka bir sebep uğruna/yüzünden mi öldüler yoksa?
peki ama savaş çıkarsa kimin işine yarayacak bu? pek çok köşe yazarı haftalardır bunu irdeliyor, ama nedense perihan mağden'in o hiç hoşlanmadığım üslubuyla yazdığı yazıyı alıntılayasım geldi ve okudukça daha da içim daraldı.
savaş dışında da çözümler olması gerekiyor, o yüzden siyaset var, o yüzden siyasetçilerin ara bulucu olması gerekiyor, öyle olmasaydı dikta rejimle yönetilmemiz gerekirdi. ve anlayın şunu artık: SAVAŞ BİR ÇÖZÜM DEĞİL!!!
ne olur, her yere bayrak asarak belki farkında bile olmadan şoven çığlıklara zemin hazırlayan o herşeyden bihaber insanlar! uyanın artık!
3 yorum:
Unuttuk ama bugün yaşadıklarımızın BİREBİR AYNISINI 1990'ların ilk yarısında, yine Türkiye Kuzey Irak'a girmeye yeltendiği zaman AYNI şekilde yaşadık. Yine aynı dönemde Almanya'da da Nazi hareketleri başgöstermeye başlamıştı. Garip bir şekilde ırkçı akımlar oluşuyor galiba dünyada.
Ve anneler ne olur vatan sağolsun demeyin artık...
neden? neden? neden? demeye başlayın artık.
Neden bu anlamsız savaşta çocuklarımız ölüyor,kim verebilir bunun hesabını? deyin lütfen artık...
Evet ne acı değil mi,sözde okumuş- aydın geçinenlerin bile aklının karışmış olması,ben de en yakın arkadaşlarımla tartışmak zorunda kaldım.Yaşar Kurt'tan korkuyorum anne'yi dinleyen APAÇİ arkadaşlarımın olduğunu farkettim şu son olaylarda.Medyanın gücünü biliyordum da okumuşları bile böylesi ambole etmiş olabileceklerini kestirememiştim..
Not:Blogunuza ,beni mükemmelleştirmek için çabalayan iyiniyetli bir okurun adını googleda ararken ulaştım,hoş onu bulamadım ama sanırım size de yorum bırakmış kendisi,iyi oldu,blogunuzu keşfetmiş oldum:)
Yorum Gönder