10 Haziran 2007 Pazar

sırf yazmış olmak için...

...başladım bu yazıya. yazmayınca, sanki gece yatarken dişimi fırçalamayı unutmuş gibi hissediyorum.
bir yanıma bir şeyler batıyor, uyuyamıyor kalkıyorum yataktan.


ama gündelik hayata bakarken bu aralar o alaycıl, herşeyi tiye alan yanımı bulamıyorum.
hayat pek bir ciddi bakıyor her açıdan.

halbuki önümde yazmak istediğim upuzuuun bir liste var, yeni sokak müzisyenlerinden tutun da alt katımdaki komşularım, kedilerim ve iş arkadaşlarıma kadar geniş bir yelpazede çekiştirebileceğim bir sürü insan ve olay dizilmişler bekleşiyorlar.

üstelik vaktim de var. okul tatile girmiş, kurslarımdan biri bitmiş, hafta içi iki haftam bomboş!


ama kafam değil.


bir yanım sokakta zırlayıp elin yaşlı amcalarına baba diye sarılası var, diğer yanım oturup fransızca çalışıyor, yüzmeye gidiyor. yani bana vakit kalmıyor.

ve TV'de X-Files bilmem kaçıncı kez aynı sezonu döndürüyor.

belki de sadece yoruldum. biraz kaybolmuş gibiyim.

karanlıkta bulutların arasından çoban yıldızı ışıldıyor.
baba, sen de görüyor musun?

2 yorum:

Sem dedi ki...

Zibicim icinden geldigi gibi yazmışsın. Saol bizimle paylaştığın için. İki haftalık boşluğuna çok imrendim ama. Benim bir haftalık tatilim rüya gibi geldi rüzgar gibi geçti. Bugün de yeni işime başladım ve güzel olacak gibi gösteriyor durum. Umarım bu boşlukta biraz daha bizim için birşeyler yazarsın dişlerini fırçalamadan önce.)

quazımodo dedi ki...

İnsanın senin gibi doğal içten samimi arkadaşları olunca hayata daha da bağlanıyor.Hani derler ya "bu devirde böyle insanlar kaldımı?" diye,ben hem evet hala böyle insanlar var diyorum seni düşünerek ve içimdeki haylaz çocuk bana gülümsüyor...