11 Mayıs 2008 Pazar

13 yıllık bir sevda

cup hasta. hem de epey hasta. salı günü başlayan bir keyifsizlik, iştahsızlık.

vitamin verdim, veteriner arkadaşla konuştum, vitamin etki eder belki, bekle biraz.
iyileşeceğine iyice kötüye gidiyor durum. cuma günü dersimi iptal edip erken çıktım. cup'u aldım, apar topar kazasker'de muayenehanesi olan bir arkadşaıma götürdüm. kan aldı, büyük ihtimalle böbrekler dedi, ama herşeyine bakalım.

oğlanda gık yok, kimbilir nasıl ağrıları var. muayene masasından kaçmaya çalışıyor, sığındıkça sığınıyor bana, hani karnımı açabilse, içine yerleşecek.
ertesi gün sonuçları aldık. böbrekler meğerse iflas etmiş. biraz daha gecikseymişim, ölüsünü bulacakmışım.

tekrar yollandık muayenehaneye. bir buçuk saat serum, sayısız iğneler ve minik kolunda kocaman bir anjiyo katateriyle geri döndük. dört gün daha serum ve iğneler var. sonra ayda bir kontrol, altı ay boyunca.

kedilerde diyalize bağlanma şansı yok, böbrekler çalışmıyorsa direkt ölüm. vet arkadaşımın söylediği, süreci yavaşlatmaya çalışacakmışız bundan böyle. şansımız varsa normal yaşam sürecini yaşayabilirmiş...

serum verilirken ben koyverdim, ağlıyorum ver yansın. haziranda tam 13 yaşını dolduracak; hayatımı en uzun paylaştığım canlıyı yitirme olasılığı .. yok şu an bile düşünmek istemiyorum.
yardımcı kadını da tepeme dikti vet arkadaş, yalnız bırakmayalım, morali bozuldu diyerek. yalnız kalınca değil a baytarım, dünden beri tutuyorum da fırsat anca oldu da koyverdim.

muhtemelen huysuzluğuna verdiğim o bağırtılar böbrek ağrısındanmış. böbrekler bir anda iflas eden organ değillermiş, yavaş yavaş ilerliyor bu.

faideli bilgi: yaşlı kediniz mi var? şu iki gösterge çok mühim, kuyruğa doğru, bel kısmı içe çökmüşse ve tüyleri kuş tüyü gibi ara ara kabarıksa bir an önce veterinere gösterin.

diyet mamalar aldım eve gelir gelmez. bir lokmacık yedi bile. üre değerinin biraz düştüğünün göstergesi. ilk zaferimiz. bu sefer de mutluluktan zırlıyorum gitsin.
tren olduk birbirimize, o nerede, ben peşinde, sonra ben nerede o peşimde.
arada kateterine hamle yapıyor, ben de başlığı takarım diye hamle yapıyorum. başlık da çok komik, takınca hayvanın tüm dengesi tabakhane yoluna...

alaca ne yapıyor diye sorarsanız; deli gibi kıskanıyor derim. haklı o da. gerçi eve döndüğümüzde, başlığını, katater takılı bandaj içindeki kolunu, herşeyi itinayla kokladı inceledi.
akşam cup yatak odasına gitmek istedi, -gündüzleri kapatıyorum kapıyı, yatağımın bazası lime lime oldu- hasta ya, her şeye izin var, işese yastığıma, baş koyacam çişine, o denli...
yattı paşamız yatağa, ben de kitabımı aldım, yanına uzandım. alaca da hop yanımızda. beni de sev, ihmal ettin tadında çıktı kucağıma. bir posta da ona sevgi. tam mutlu aile tablosu: onlar uyudu, ben okudum.

şimdi baktım, cup'a dair epey yazmışım
-maşallah, ayşegül serisi tadında cup serisi yapmışım-, gerçi okuyucum tanıyor cup'u artık, ama şuraya anımsatma tadında eskileri aldım:

kahvaltılık cup efendi
ulumaca
cup'un bebekliği
esther williams cup
masaj salonunda cup
cup ve alaca fotoları
kırpılmış cup

2 yorum:

Unknown dedi ki...

canim Zibicim cok cok ama cok uzuldum cup in rahatsizligina, umarim ilaclar biraz rahatlatmistir...alaca da eminim uzgundur...sabirlar dilerim xxx

Unknown dedi ki...

canim Zibicim cok cok ama cok uzuldum cup in rahatsizligina, umarim ilaclar biraz rahatlatmistir...alaca da eminim uzgundur...sabirlar dilerim xxx