dönerken kadıköy otobüsüne binmiştim, bir durakta koştura koştura bir hanım kızımız zar zor yetişti otobüse. bizim şoför de bekledi ama hemen de postayı koydu: ohooo herkes senin gibi yaparsa biz akşama kadar gidemeyiz kadıköy'e...
köprü sapağına dalıp gidecek otobüs, üzerinde kocaman kadıköy yazıyor en niyahatinde, zincirlikuyu'na gelince bir amca soruyor: beşiktaş'tan geçer mi?
yok cevabına bir bozuluyor ki bizim şoför dayanamıyor, yapıştırıyor hemen amcaya: ne yapacaktık yani, vapur gibi denizden mi gidelim karşıya?
tam karşıya geçtiğimizde ise başka bir şoför biniyor, bizimki yerine ona bırakıyor, bir sonraki durakta inecek, hazırlanıyor, ama her nedense önde oturan bana, sanki sormuşum gibi hesap veriyor: ee artık satalım otobüsü, yeter keyfini sürdüğümüz değil mi?
yok abi, aracı sürsen yeterdi diyecek oluyorum, gelecek cevaptan tırsarak suskunluğa gömülüyorum ("bırakıyorum gözlerim konuşuyor" türünden bir geyik yapmayacağım, çok beklersiniz)
yahu bu yurdum insanları da hep beni mi buluyor?!!
1 yorum:
ne guzel adam kendi stresini atmanin yolunu bulmus :))
Yorum Gönder