özel bir hastanenin sgk hastasını da kabul eden polikliniğinde bekliyorum. tam karsı duvarda bir televizyon, sesi yok görüntüsü var, oynuyor hababam! bekleyenler de pür dikkat izliyor iki
kişinin konuşmasını. sanki sesini duymadan diyaloğu anlayacakmış gibi gözlerini hiç ayırmıyorlar. belki dudak okuyorlardir diyeceksin sevgili okuyucum. ben de, helal sana canım okurum, bak benim aklıma gelmemişti bu diyerek zeki ve çalışkan okura sahip olmanın haklı gururunu yasayacağım... geçelim bunu da, nedir yurdum insanının televizyonla olan sevdası ne
aziz kardeşim? zoru nedir ki, hastanede dahi bir aptal kutusu dikme ihtiyacı hissediyor? bu kadar mi ürküyor görüntüsüzlükten ki boyna görüntü kirliliği yaratıyor? cafelerde, restoranlarda, barlarda ve hatta okullarda! utanmasalar kütüphanelere bile koyacaklar, hani okumayın seyredin tadında! maç günü televizyonsuz bir mekan bulmaya bakın hele! televizyon cihazı görmediğiniz mekanlar dahi hemen bir beamer ve bir perde ile ortamı stadyuma dönüştürüyor!
amaç gitgide düşen iq'nun düşüş ivmesini mi yükseltmek mı nedir? siz düşünmeyin! biz sizi gereksiz görüntülerle ambale edelim, aptala dönün, ülke o esnada elden gitsin...
bu tv'li mekanların sağlam bir komploda parmaklarının olduğu şüphesine kapılmaya başladım.
kısaca paranoyak mı desek bana?!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder