Oradan şuradan, hayattan memattan yazılar: gündelik, eşelenmelik, zaman zaman da hart hart kaşınmalık...
18 Haziran 2012 Pazartesi
seni nefrediyorum!
pazartesi sabahı tam da başlangıç yapılacak mevzu diyenlerinizi duyar gibiyim. ne güzel dinlenmiş, keyifli bir haftasonu geçirmiş, sen kalkmış, daha gözümün çapağını doğru düzgün silmemişim, "nefret" diyerek başlayan haftanın icine ediverdin.
he ya, ben de zaten yemedim içmedim hafta sonu bu mesele üzerine tefekküre daldım. hani nasıl haftanızı iç ederim diye uzun uzun plan yaptım. valla öyle bir şey yaptıysam ah bu tablet pilgisayarum kendine yarenlik edecek yeni birini bulsun! (bilenleriniz bilir, akıllı ve de pek pahalı telefonunu yeni kaybetmiş ve eski telefonuna mahkum olmuş biri olarak çok büyük laf ettim! neyse şimdi sizler de yemeden içmeden kesilmeden evvel meseleyi aydınlatayım (ah hiç de kıyamam ki biricik okurlarıma!). okulun havuzunda çok cici bir arkadaş edindim! niyetim de yoktu oysa. niyetim sadece ne kadar kaba davrandığına işaret etmekti. kendisi benim yüzmeye hazırlandığım kulvarda gelip bir de çarpan ve hepimizce asıl "suçlu". ama nereden bileyim böyle biri olduğunu. adama "havuzdaki kibarlığınız için teşekkür ederim" dedim sadece. vay anam vay, meğer onun kulvarına girmeye kalkmışım. adama gülümsemem bile küstahlık olarak algılandı kendisi tarafından. zerre kadar bir hissiyat beslemediğim, dahası oldukça pozitif yaklaştığım ve benden muhtemelen yirmi yaş büyük birinden bu denli çocukça "bilyelerim, benim bilyelerim" minvalinde, üstelik de hakaretlere dolu bir yaklaşım beklemezdim. üstelik üzerinden bir hafta geçtikten sonra yeniden karşılaştık, ben yeniden gülümsedim. o ise bütün bir hafta o nefreti üşenmeden içinde büyütmüş, nur topu gibi ikiz bebek şeklinde tablette servis etti. ilkin pozitif yaklaşmayı denedim, ama tüm çabalarımı küstahlık olarak algıladı. tabii bu kadar hakarete benim de ellerim erik toplamıyordu. en azından çenem. yine de hakaret etmeden, sadece "şu an bana atfettiğiniz tüm bu nahoş özellikler sizin bir yansımanız mı?" demekle yetindim. ama ona bu kadarı da yetti. sonra havuz personelinden duydum ki, zaten herkesle takışıkmış. "zaten ikinci görüşünde cinsel yaşamımı bile dert edinmesinden aslında ne denli düşünceli ve çevresinin cinsel tatminini dert edinen değerli bir zat olduğunu anlamalıydım. aslında ikinci karşılaşmamızda o pek duyarlı ifadelerini uzun uzun dinleyen ben olduğuma göre haketmişim demektir. şimdi yine havuz yolunda müthiş bir heyecan ve merak içindeyim (mazohist miyim neyim). hani karşılaşırsak, acaba hangi yaratıcı hakaret kavramları hazırladı bendenize.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder