son haftalarda güzel bir cozutma içerisindeyim. devrelerim arada yanıyor - aslında arada dersem durumu küçümsemiş olurum- ya da sadece aralarda yanmıyor. üstelik, sadece ülke gündemine oturan inanılmaz ve dehşetengiz açıklamalar nedeniyle değil, genel halet-i ruhiyem böyle. kendi içimde yaptığım gelişme daha çok sebeb-i hikmetim.
kadınların bedenini metalaştıran, biber gazıyla astımlı insanları öldüren, ve yaptığı roboski katliamının sorumluluğunu zerre kadar üzerine almayan bir yönetmin olduğu ülkede devrelerin cozutması çok şaşılası değil diyeceksiniz hemen. heyecan yapmayın sevgili okuyucum. dedim ya, yok sebep, yaşadığım bu güzel ülkeden dolayı değil, ya da hepsinden dolayı da ben kafa karıştırmakla meşgulüm. sadece siz değerli okuyucumunkini değil, başta kendiminkini.
şimdi söyleyeceklerimle olayın diyalektiğine gireceğim zira işte güzeldir kafa karışıklığı. sıkı durun: hiç bu kadar net olmamıştı zihnim!
zaman zaman öylesine berrak ve açık bir yerlerde dolanıyor ki, ben bile dehşete kapılıyorum böyle bir keyif karşısında. hani derinlik sarhoşluğu yerine zihinsel sarhoşluk yaşıyorum. muhteşem bir endorfin salgılanımıyla insan evladının kendi zihninde yaşayebileceği keyiflerin en keyiflisinin keyfini çıkarıyorum. lakin gel de şimdi diğer fanilere anlat!
mağaraya geri dönüp, duvara yansıyan görüntülerin gölgelerden ibaret olduğunu anlatmaya kalksam, de get deli diyorlar! vazgeçtim.
hani, eyvallah, normlarınıza uymuyor diye, kendi içinizdeki dehlize bakmaktan ödünüz patlıyor diye, naçizane bendenize dokanmayın yahu!
ya da görüdünüz deli, dönün geri kuzum!
kim dedi size benle ahbap olmanız gerektiğini?
kim, ben mi? yok yahu, vallahi billahi iftira! hem de en kurusundan, damda kurutulmuş olanından. doktor bile kendi halinde bırakın, kimseye bir zararı yok demiş hakkımda. eee, size ne?
tabii burada, deliliği saptanmamış onca zararlı delilerin bu toplumdaki çoğunluğu nasıl oluşturdukları detayına inmeyeceğim, zira bu yazıya söz konusu deliler onlar değiller. onlar ülkeyi yönetmekle meşgul olmaya devam etsinler, ben gariban deli, şurada bencileyin, uzay ve mekan tanımayan, rölativizmin ebesine rahmet okutan zihnimde ışık hızındaki yolculuklara devam edeyim.
deliliğin rahmeti üstünüzde olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder