7 Aralık 2006 Perşembe

Komşu komşu huuuu!

Bilumum evlerde oturdum, hele öğrencilik zamanı, silahlı çatışmaların olduğu, polislerin yan evlere baskın yaptığı bir semtte de yaşadım. Hadi onlar cidden sıra dışıydı, ya da serde gençlik vardı, heyecanın dozu ancak yüksek olunca kesiyordu.

Fekat bu son yaşadığım apartman tansiyonumu zıplatacak. Ya da, itiraf etmek hiç işime gelmiyor ama: ben yaşlandım! Zira en alt katta oturan bir aile var. İki yetişkin oğul, bir şişmanca kadın ve de fıdıl kocadan oluşan mutlu mesut yurdum ailesi kıvamında -siz öyle sanın! Çünkü haftada bir kavga oluyor ki ne siz sorun, ne ben söyleyeyim.

Söylemeyeceksem ne diye sözünü açtım, söyleyeceğim elbette: bu aile evlere şenlik! Ya yetişikin ama işsiz güçsüz oğullardan biri feryat figan bağırıyor ya da anneleri, ya da o fıdıl babaları. Bir de annenin o kavgalardan sonra acılı acılı arabesk bir parça tutturuşu var ki, hani kapılarına gidip, "abla be, n'olur siz şu kavgaya devam edin" diyesim geliyor.

Üstelik aramızda tam tamına iki kat var, onlar girişte oturuyor, bense 3.katta. Düşünün artık nasıl bir volümle kavga ediliyor. Hiç bir şeye değil, onların hemen üstünde oturan yaşlıca teyzeye acıyorum. Kadın nasıl gitmiyor, her defasında kaplten, şaşıyorum (Lafa bak şimdi, sanki geri gelecek de, her defasında gidecek.. yaw gitti mi nasıl geri gelsin! Hay senin türkçene be blogçu! - evet, nolmuş kendi kendime konuşuyorum, bu apartmanda şaşılası bir şey mi bu?).

Dün akşam bağıranın baba olduğunu tahmin ettim. Oğlanların sesine benzemiyordu (sanırım onların periyotları daha sık olmakta). Adam öyle bir bağırıyordu ki, canhıraş; arada da bir gümbürtüler geliyordu, sanırım eşyalar fırlatılıyordu sağa sola, ya da hazır enerji gelmişken evi yeniden dekore ediyorlardı... Belki de benim bağırtı sandığım değişik bir yöreye ait bağırmalı türküydü?!
Lakin ben diğer olasılığı göz ardı etmediğimden "eyvah birisinin cenazesi çıkacak!" diye ürktüm. Hatta elimde telefon, dolandım durdum evin içinde.
Polisi aramak bir vatandaşlık görevi mi, yoksa canının sıkılmışlığından üstüne vazife olmayanlara dalan meraklı komşu pozisyonu mu olur kestiremediğimden arayamadım.

Olası cenazeye katılmak birden daha kolay göründü gözüme nedense.
Olayı haber yapan gazetelere de sanırım "valla çok sakin bir aileydi, çok şaşırdık" tadında demeçler verirdik apartman ahalisi olarak.

Yarım saat süren gümbürtü ve bağırtılardan sonra ortalık süt liman oldu. Baktım polis arabası da dayanmadı kapıya, bir oh çektim.

Fakat bu sabah, dobiş anne, dün akşamdan gazını alamamış olacak ki, başladı bağırtıya. Ama kısa sürdü. Yani tam pencere ardına soteye yatmış, konuyu ayırt etmeye başlayacaktım ki, sus pus oldu ortalık.

Yanlış anlamayın, meraklı olduğumdan değil, cesaret edip polisi çağırdığımda daha iyi detay verebilmek benim uğraşım. İnanın başka sebebim yok!

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Sayın blogcu, bırak insanlar ağız tadıylan kavga etsin. aile değil mi koyver birbirlerini
yesin! neden ispiyonn yapıyon? bak kavganın sebebini de örenemedik, oysa ikinci sayfada okurduk simdi:P