6 Aralık 2006 Çarşamba

üniversite değil ki, dingo'nun ahırı...

Zamane öğrenci veledi bir alem. Bunlar "aşmış" anacım. Öyle böyle değil. Nasıl rahatlar anlatamam. Dilleri pabuç gibi. Yani anlayacağınız hababam sınıfının hık demiş, burnundan düşmüşler. Çoğu zaman da ilk okul öğrencileri gibi davranıyorlar.

Mesela bir tanesi var, nasıl zeki bir çocuk, ama boyna cırcır ötüyor derste. Tamam, çok da akıllıca sorular yöneltiyor, içimden ne güzel sordun, diğerleri uyuyordu şeklinde iltifat da ediyorum, ama bir o kadar da ipe sapa gelmez laflar ediyor. Bir defa olsun konuşma be çocuk diyorum. "Ama hocam ben konuşmuyorum ki" diye cevap veriyor.
Geçen gün de, "Bakın bütün ders konuşmadım, bana artık ekstra bir not verirsiniz değil mi?" diye soruyor...

Bugün bir diğerini dışarı gönderdim. Ota boka kikir kikir, yaw ne var diyorum, cevap "kikir kikir". Git sakinleş, öyle gel dedim sonunda. Adam bir de mp3 playerini aldı yanına. Giderken de "10 dakka sonra buradayım" diye haber veriyor. 10 dakka sonra sakinleşecekmiş. Saat ayarlı sakinlik. Fesüphanallah...

Hele bir tanesi var ki, daha dönem bitmemiş "hani artı puanlar verecektiniz, daha hiç bir şey görmedik" diyor. Yahu kızım, notlar teslim mi edildi de bir şey görmediniz?

Ya da öğrencinin biri "i" harfini yanlış telaffuz ediyor, uyardığımda da "aaa" diye şaşırıyor. Başlıyor arka sıralardan biri hemen "ia ia ia" ve alıyor tabii ceza ödevini.

Dün de biri, "hep oyun getirdim diyorsunuz, ama oynatmıyorsunuz, yalan söylüyorsunuz" dedi. Yuh be dedim, kalkıp hocama "yalan söylüyorsunuz" diyeceğim, görülmüş şey mi, şu rahatlığa bak!
Çıkardım oyun kartlarını tuttum burnuna, utanır belki diye.. ama neredeeee!
(Evet, o koca eşeklere oyun oynatıyorum. bir ders oyun olmayınca da, hocam yaaa ne zamandır oyun oynamadık diye söyleniyorlar!)
Hatta durumu abartıp, "o pembeli mavili kartçıklar oyun mu hocam?" diye sorup ardından, "bize oynatmıyorsunuz, başka sınıfa oynatacaksınız değil mi, hıh istemiyoruz oyun moyun" diye kapris bile yapabiliyorlar...

Bakmayın laf ediyorum, söyleniyorum ama seviyorum da ben de öğretmeyi de öğrencilerimi de.
Öğreten insan ve öğrencileri tadında yaşamak başak burcu evladı olarak yapılacak en iyi şeylerden biri diye düşünüyorum (bu arada çaktırmadan da burcumu da sıkıştırdım araya, hani eylül ayı hediye filan göndermek isteyen çıkar ümidiyle, ehehe).

Hiç yorum yok: