12 Şubat 2007 Pazartesi

hayvanlar aleminde bir garip mahlukat - 3

Sonra "okucam adam olucam" bahanesiyle ver elini İstanbul! Hani küyden indim şehre, ben ne anlarım hoşaftan tadında öğrenci yurdunda geçen bir seneden sonra nihayet kendi evime kapağı atmış ve atışımla da ilk ev arkadaşımı da edinmiştim: Ayakkunti! Ayakkunti, adından da anlaşılacağı üzerine ayaklar üzerine doktorasını söz konusu inceleme objelerini çizmek ve ısırmak suretiyle tamamlamaya çalışan bir kedi hanfendisiydi. Tabii eve geldiğinde minikti, çamurların ortasında ayaklarıma atlamıştı. Sanırım tamamen akademik bir ilgiyle. Akademik geçmişi etkili miydi bilmem ama, ilk fotoğraf denemelerimi yapmıştım kendisiyle.

işte burada marifetini sergilemektedir kendileri...
Ayakkunti yine bir kış vakti ortadan kaybolmuş, on gün gözükmemişti. Dönüşünde öksürüyordu ve ateşi vardı. Her ne kadar onu tedavi etmeye ve sıcak soba kenarı yatırmaya çalıştıysam da, bir sabah yine kaybolmuş, iki gün sonra da arka bahçede bir ağacın altında ölüsünü bulmuştum.

"Asla bir daha kedi beslemem" üzüntüsüyle dolaşırken, annemlerin yaşadığı kasabada Mati çıkmıştı karşıma, Minik bir Border Colli kırması. Mati de Mata Hari'nin kısaltılmışıydı. Ben zaten kedi değilim, üstelik annemi de yitirdim, hadi al beni dercesine gözlerimin içine içine bakınca yelkenlerim suya inmiş, yeni ev arkadaşımı gururla eve taşımıştım. Ancak üç ay birlikte yapabilmiştik. Yoğun geçen derslerin arasından ona pek zaman ayıramıyordum, o da ilgisizlikten şikayetçi olmaya başlayınca yine küçük kasabanın yolunu tutmuş ve çiftliği olan bir arkadaşımın evine, ardına bile dönüp bakmadan yerleşmişti küçük haspam. Zaten adından da belli değil miydi vefasızlığı...

Sonrasında bir öğrenci evinin sahip olabileceği en şenlikli ortamı yaşadım. Hamsterlerinden bunalan bir arkadaşın verdiği hamile bir Hamster ile başlayan Hamster kolonim, üç yıl içinde 22 erişkin Hamster ile donanmıştı. Beş kafes yetmemiş, akvaryumdan dönüştürdüğüm mekanlarda bile bu komik yaratıkları besler olmuştum.

Çok matrak yaratıklardır, bir kere kafalarının geçtiği her yerden gövdesini geçirebilir. Zaman zaman vücut ısısını düşürürek kısa süreli kış uykularına dalabilir, siz de onu öldü diye gömmeye kalkabilirsiniz. Bir batımda 12 bebe ortaya çıkarıp, yarısını hemen doğum sonrası afiyetle mideye indirebilir. Kalanları da üçüncü haftalarında rakip olarak görmeye başladığından yer, rahatsız olur yer, ya da bahane göstermeksizin, sana ne yav, yicem diyerek yer oğlu yer!

Anlayacağınız sayısız hikayeler bahşettiler üç yıl içinde!

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Öyle görünüyoki burdan bol bol hamster hikayeleri okuyacağız:)) Benim hiç hamsterim olmadı ama bir ara gecici olarak evinde yaşadığım arkadaşımın kızının bir hamsteri vardı, adıda Harry idi. Hamster Harry, kulağa hoş geliyor diye düşünüp, daha önceki 3 hamsterinin adlarını sordum. Onlarında Harry olduğunu söyleyince çok gülmüş, aslında çok yaratıcı olan bir kızın bu konuda niye böyle davrandığını anlıyamamıştım. Küçük kız 4. Harry'de kaybettikten sonra, bir daha hamster almayıp, 2 yavru kedi alarak kediler dünyasına girmişti.

Adsız dedi ki...

hahahahahahahah herhalde soka girerdim ben o hamsteri yavrulari yerken gorseydim...hahahahah ...sana ne yav yicem...hahahahahah cok komik...hala guluyom xxx benimde cok arkadasim oldu senin gibi, ama daha cok kedi dunyasindan ;) bir kere kopek,kedi ve fareyi ayni anda beslemeye kalkmistim :) benimki trajik sahneyi hazirlamak gibi birsey ama neyseki birsey olamadan ayirmistim bu ucluyu....sevgiler x