8 Mart 2007 Perşembe

kadının günü var...

Eee? yapsın o zaman pastasını, böreğini yapsın gününü, bize ne! Akşam da kocası gelince de desin, "ay konu komşu gün yaptık" diye.

Ben sevmiyorum tek bir güne sığdırılan anımsama durumlarını. Hele ki o gün için kesilen ahkamların salt o günle sınırlı kalıp gerisinin gelmemesine, dahası içerik anlamının sığlaştırılıp tamamen boşaltılmasına deli oluyorum.

Biliyorum, bügün yığınla gelecek kutlama mesajları...
Ne değişecek kutlayıp? Ne fark yaratacak?

Kadın sokakta yürürken, nereden nasıl tacize uğrararım tedirginliğiyle yürüdükçe, hala dayak yedikçe, aynı işte çalışmasına rağmen erkekten daha az gelire muhtaç kaldıkça, doğuda 35 bebe doğurup, kocası kahvede pişpirik oynarken halen tarla çapaladıkça, hele hele Güldünya'lar öldükçe bu "gün" neyimize yaramış?

Bırakın ahkam kesmeyi, kutlamayı! Madem kutlamaya enerjiniz var, o enerjiyi birşeyleri düzeltmeye harcayın!!!

not: eee sen ne yaptın diye çatacaklara cevaben: eskinin aktif kadın hakları koruyucusuydum ve bu alanda bilindik bir iki dernekte çalıştım... Ve çevre kuruluşlarında da çalışırken gördüklerimden çıkan izlenimi sadece güçlendirdi bu: nerede çokluk orada b....

imza
yılgın çevreci feminist

4 yorum:

sem dedi ki...

Zibirix, tabiki bu tür seyler tek gunluk olmamalı, ama bence iyiki degisik gunleri kutluyoruz cünkü kutladığımız konu her ne ise o gün hatta o hafta o konuya odak oluyoruz, bu konu konusuluyor, tartıslılıyor, sorunların altı çiziliyor. Bunlar yoğun yaşantılarımızda pek yapamadığımız şeyler. Bak, bu vesile ile senin bile bu konudaki düşüncelerini ogrenmis olduk. Fena mı oldu yane?

Ori dedi ki...

Günün bir güne sığdırılması, içeriğinin boşaltılması tabi ki hoş değil. Bu düşüncelerinde haklısın. Lakin günün önemi büyük. 1850 yılında tekstil işçisi kadınlar, emeklerinin karşılığını ve daha iyi yaşam için mücadele için verdiğii mücaleden bir sonuç alamayınca son çarelerden biri
olan grev ilan ederler.Patronların buna veridiği cevap ise hunharca bir saldırı olur. Kadınları fabrika bihasına kilitler. Nasıl olmuşsa işte !!! fabrika binasında bir yangın baş gösterir, kısa bir
süre içinde binanın hemen tamamı alevlere teslim olur. İçerde bulunan kadın işçilerden yalnızca çok azı kaçarak canlarını kurtarabilir. Fabrikanın çevresinde barikatlar kurmuş olan karşı grevcilerin çemberini yarmayı ne yazık ki pek az emekçi kadın başarabilir. Fabrikada kapalı
kalan yüzün üzerinde işçi kadın alevler içinde can verir. Bundan öncede mutlaka kadın katliamları direnişleride olmuştur. Ama bu günden sonra çalışma saatleri biraz daha iyileştirilmiş, ücret, sağlık vs bir çok alanlarda kazanımlar ardı ardına ggelmeye başlamış. Hala da devam ediyor Sevgili Zibirix. Hoş, senin deyinimle bakarsak bu kutlama ile ne değişecek dersek yani inan ne 24 ocak ne 16 mart ne 29 ekim ne 12 eylül usumuzda yer tutar. Onca kazanım, onca güzel insan unutulur gider.
Yeniden Dünya Emekçi kadınlar Günü'n kutlu olsun, derim.
Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Fikret in Baskaldiriyorum sarkisini animsattin bana Zibirix , cok yasa :))
dogrusun nerde cokluk, orda b....birseyler de olabilir, bir araya gelmeyi ogrenebilsek cozecez ama malesef hala yelkenler suda....

Adsız dedi ki...

Ori varol! Bacilar gunumuz gene kutlu olsun arkadaslar!