6 Mart 2007 Salı

şubat kapıdan baktırdı...

mart pek feci azdırdı...

şeklinde veciz atasözümüzü deforme ederek söze başlayayım, sizler de leb demeden Leblebistan'a seyahat bileti alın.

Tembellik hakkımı elbette baki tutuyorum, ama maalesef tembellik ile şu aralar yollarımız olabildiğince ayrı düştü.


Malum, üniversitelerde sömestir başladı, derken kraliçe geldi, Zibi'yi görmeden gitmem diye tutturdu. Eee Beatrix tii ayağıma kadar gelecek Çırağan'a, ben de şuncağız yolu gitmeyeceğim, ayıp olmaz mıydı? Olurdu, ben de ülke ekonomisine zeval getirmemek üzere gittim ablamızın elini sıktım.
"Ne iyi ettin de
geldin; hadi sen bu özel yemek ekibini yolla düz zemin diyarlara, sana şöyle sokaktan bir tükürük köfte ısmarlayayım" dedim. Nasıl içi gitti anlatamam, ama daha elini sıkacak bissürü insan var, protokol var, kraliçe olmak var, of of diye ağlandı, içim parçalandı. Valla güvenlik izin verse, hemen yarım ekmek köfte yaptırıp getirecektim.
Yanıma görgüsüzce fotoğraf makinesini almıştım, ama bir Allah'ın kulu çıkarıp çekmedi. Hani biri çekse, ben de cesarete geleceğim, sen misin kraliçe diyerek boy boy tokalaşmamızın, el ense samimiyetmizin pozlarını dedikodu gazetelerine bile maymun edeceğim. Ama edepliliğimin tutacağı zamana denk geldik.. Tabii elçilik mensubu sevgilimin "şu makineyi sakın çıkarma, rezil etme beni" diyen akbaba gözlerinin de bir tesiri olmuştur.

Yalnız Bea (ee o kadar samimi olunca, lakabını da taktım, kraliçe de "aaa annenannem de beni böyle çağırırdı" dedi... hmm kötü birşey dedi galiba...) gidince, davetlilerin hepsi düğmeye basılmış gibi zuladan çıkardı makineleri, veryansın çekindi de çekindi Bea'nın boşluğunda.
Yani tamam, Bea gözükmüyor bu pozlarda, ama valla billa o akşam Çırağan'daydım tadında...


Ben de size çeke çeke Hollanda'nın simgesi bu aslanı çektim. (Tabii saatler sonra çekince aslanın yelesi erimiş, at-aslan karşımı bir şeye dönüşmüş, ama başta vallahi aslandı bu! Ulen buz aslanı deyip geçme, o bile cinsinden sıkılabiliyor... Transcinsüel aslan, nolcek!)

Ben çekerken Hollanda'lı bir gazeteci de yorum yaptı, onu demezsem çatlarım: Bu aslan da Hollanda'yı nasıl iyi temsil etmiş, Küresel ısınmadan dolayı (hani buzullar eriyecek ya) su seviyesi yükselince Hollanda'nın da sular altında kalacağını ifade ediyor gibi...


Beatrix'i yolcu ettim, ama sevgilim kaldı. Sevgilisi olan bilir, onlar da ilgi ihtimam, bakım vs bekliyor. İş güçten arta kalan zamanı da ona harcadım, sizleri böylece terk eyleyip bıraktım.
(Yaa evet, ben demiştim size, bu blogçudan size bir fayda gelmez diye, aha fırsatını bulduğu anda böyle ortada bırakır gider, nankör blogçuuuuu!!)

Soonacığıma bir de ay tutuldu, ona bakacağım derken de boynum tutuldu, böyle tutuk bir aşk yaşadık yakinen işte.

Eeee bu fotodan bişi anlaşılmıyor diye mızıldananlara hemen hesap numaramı bildireyim, bağış yapsınlar, böylece kendime adam gibi bir fotoğraf makinesi alır, bir sonraki ay tutulmasını tele objektifle çekerim.

Lakin işte: şükür kavuşturana diyerek uzuuun bir ayrılıktan sonra tekrar karşınızdayım sayın okuyucular.
Bu süre içinde bir sürü hadiseler oldu anlatacak, merak etmeyin, fırsat buldukça bir bir çekiştreceğim her birini.

4 yorum:

Sem dedi ki...

Ho ho ho hooo, Zibi gelmis:))) Hosgeldin Zibi yazma sirasi sendeee:)) Bir yaziyla neden oldugun yazı acigi nı kapatacagini zannediyosan yaniliyosun. En azindan 5, yok yok 10 yazi lazim:) hemde bugün:))

Adsız dedi ki...

iyi bakalım, nihayet yazını yazıp bloğuna koymuşsun. portakalı soydum dolaba koydum gibi olmuş. demek partilerde geziyon. havan batsın bea. sevgilisini de bakıma almış havan batsın bea. sem hanım bak bida yazıyorum, tembel bu blogcu. senin dediğinin birini yapsın bugün sözümü geri alırım.

Sem dedi ki...

anonymous bey yada hanım, bu blogcu sandıgınız gibi tembel degil, bakın 2. yaziyi bile cikardi vakti olur olmaz. Bu arada cok güzel yaziyosunuz bea'larınıza bayıldım...

Ori dedi ki...

Evet, şükür kavuşturana. Şubat gitti, ay tutukluk yaptı, kimileri buna baktı, okurların isyan etti ama nihayet yazmışsın. Yazar yazmazda teleskop kampanyası başlatmıssın, hayırlı olsun:). Ben kendim gördüm fotondan da şikayetci değilim. Ayrıca söylemeden geçemicem; ateşli çıra, pardon ateşeli sevgili ve çırağan da kim olsa erir. Hollanda Aslanı ne ki:))