29 Mart 2007 Perşembe

süpürge

Şu fotoğrafı görünce dayanamadım, Cup ve Alaca'dan dert yanmak için uygun bir fırsat diyerek hemen buraya aldım.

Kedinin keyfine bakar mısınız? Velet saçına fön yaptırıyor sanki. "Ay sağ tarafı da yatır bugün şekerim, Hamdi mırnavım böyle daha çok seviyor!"
Sanki Cup'un masaj aleti ile halleri gibi! Ama Cup ve Alaca elektrikli süpürgeyi görünce (tabii Cup'un durumunda "duyunca") önce kulaklar dikleşiyor, sonra yatağın altındaki tozları yalamak üzere pırrr olup gidiyorlar.

İyi bir arkadaşımın kocakafa Tomcat'i geldi aklıma, kalın enseli, biraz asabi bir sarman, mahallenin kabadayısı ve elektrikli süpürgülerin azılı düşmanı. Ne zaman evi süpürecek olsalar Tomcat anında hücum ediyormuş alete! Heheheh, hortumlu bir tozejderine kim karşı koyup kahraman olmak istemez ki?
Ben de bir kez bu olaya şahit olma şerefine erişmiştim.

Yine tanık olma mertebesine nail olduğum asıl başka bir marifeti vardı bu Tomcat'in: Apartman kapısını açıyordu!
Arkadaşım ne zaman anlatsa salladığını düşünürdüm, kendi gözlerimle görünce dahi inanasım gelmemişti.

Önce kapının açık olup olmadığına bakıyordu (haybeye yorulmak yok elbette!),
sonra abanıyordu kapının zincirine, şak: kapı açılmış oluyordu. Bizimki açılan o aralıktan patisini uzatıp kapıyı da geri çekip yaptığı marifetin bilincinde bir kuyruk havada edasıyla salına salına çıkıyordu...

Demiştim mahallenin kabadayısı diye, arkadaşım evi otel gibi kullandığından dem vururdu. Birkaç günlüğüne kaybolur (belli ki dişilerin peşinden o mahalle senin, bu mahalle benim seyirtmekteydi. İyi de kısır olunca ne halt etmeye kayboluyordu bu?) kir pas içinde geri dönerdi.
Sonra tekrar gitti, gidiş o gidiş. Arkadaşım aylarca bekledi. Artık sormaya çekinir olmuştum, geldi mi diye. Bir sene oldu...

Hani kediler ölüsünü göstermek istemez ya...
Aynen benim Ayakunti gibi...

Neyseki arkadaşım blogumu okumuyor, üzülürdü şimdi.

8 yorum:

Sem dedi ki...

Tomcat'in kaybolmasına üzüldüm. Ama bu kaybolmaların nedeni bazan da yeni aile bulmaları olabilio. Benim kedim de bi gün gelip biz içeriye alana kadar kapımızın önünde kamp kurmuştu. Bizden önceki ailesi hakkında çeşitli senaryolar yazdıysak ta hiçbir zaman emin olamadık. Pek akıllı bir hayvan değildi, beynin de iki hücre var die düşünürdük sık sık. O kadar ki kendi kuyruğunu yakalamak için ekseni etrafında daireler çizerek dakikalarca koşardı:) Ve bu iki beyin hücreli kedim, evde merdiven altındaki kumunda işini yapmak için bu bölümün kapısını açar işini yapıp dışarı çıktığında da kapıyı kapardı:))

Özledim beah kendisini...

Adsız dedi ki...

Cok sersem kafa bunlar yav, her birinin ayri karakteri var iste..supurge ile olan resimdeki mirnav a cok guldum, Cup ile Alaca nin da baska marifetleri vardir eminim :)) benimde arkadasimin yengesinin kedisi bir ilgincdi...mirk mirk yaparak koltuga oturur televizyon izlermis...aynen su senin ikinci resimdeki gibi ama bu Marlon biraz tombuldu ve tuyluydu :)) cok komikler coook :)) kedim olsun istiyom bende ama malesef ufacik dairede kedi ne yapsin...

Sem dedi ki...

Olsun Banuş üzülme yerim dar diye. Senin de Bella ve Sufi'n var!!!!!

Adsız dedi ki...

evet valla haklisin Bebis ;)

Adsız dedi ki...

oooh oooh bi daldiniz mi hep beraber daliyonuz masallah :)) sizi gidi yesil ordekler sizi :))

Adsız dedi ki...

zibi'ciğim, ablam dubai'de yasarken bir kedisi vardı, adı zero'ydu. isminin nedeni ise aldıklarında tartıya koymuşlar ama ibre kımıldamamış...:)
velhasıl bu zero adındaki tırnaklı tüylü eleman, isterse evin en ücra köşesinde mışıl mışıl uyuyo olsun, şarjlı elektrikli süpürgenin çalışmasıyla eşzamanlı olarak hernerdeyse oradan koparak gelip, aleti kedilerin o malum hem merak edip hem korktukları için pati vurmalarıyla anında geri çekmeleri vardır ya, o şekilde bir dövmesi vardı ki, resmen görülmeye değer! hatta bende videoda kaydı bile var. bir ara denk gelirse sana da gösteririm, koparsın...
vedat

Adsız dedi ki...

ehe..
ben de kedi yazısı yazmıştım daha yeni

Adsız dedi ki...

yukardaki benim :)